4 Kasım 2008 Salı

Beklemeli Atlıkarınca


Kendime kızıyorum.
Bir kedi gibi boynumdan tutularak kaldırılıp başka bir düzene geçmeyi bekliyorum. Kızıyorum. Bacaklarım, ellerim en önemlisi de beynim! Bir boka yaramıyorlar son zamanlarda.
Hayaller hep var. Bir köşede duruyorlar. Evet benim kuytu köşemde. Çok var.. Üstüste yığıldılar. Bir tomar üçüncü kalite müsvette gibi. Tozlu.. Arada bir beynimde temizlik yapıp, gerçekçi davranmasam örümcek ağları da kaplayacak bekleyip duran hayallerimi.

Çevreme bakıyorum. Herkes bir umutsuzluk tribinde. İsterim ama olmaz yan cebime koy. İnsanlar bıkmış hayalkırıklığına uğramaktan. Belki de bundandır müsvettelerimi bekletiyorum. Soruyorum kendime onlar korkuyorlar peki sen? Yok! Korku yok.. Lakin çabam da yok.

Şu an için hayat koca boşluk. Belki kara delik. Ama ben ortasında ufak da olsa bir beyaz görüyorum. Değişsin artık hayat. Hız arabalarıyla çarpışan bir lunapark istediğim yok, balerinin eteklerinde başımın dönmesi de değil.. Kendi etrafında dönmeyen bir atlıkarınca! Evet.. İstediğim bu.. Ne çok yukarı kaldırıyor, ne de birden çok aşağıya. Daha bir dingin. Mutluluk verici.

Çaba sarfetmeye istekli, kırmızı saçlı, yüz kıvrımları belli olmayan bir kız gördüm.
Anlaşıldı.
Beklemedeyim, tamam..

0 yorum: