29 Aralık 2008 Pazartesi

Kar & Yılbaşı

Büyük bir sokak lambasının altında süzülen kar taneleri. Mutlu olup, gülümsemek için yeterli benim için. Arkada çalan Emilie Simon'dan '' Dancers in the rain '' şarkısı ise biraz hüzün katabiliyor. Ama yine de gülümseye devam ediyorum.

Yılbaşı yaklaşırken kar yağması mükemmel bir ikili bence.. Yürürken beyaz taneciklerin usulca gelip üstümüze konması sanki doğanın bize masumluk ve saflık armağanı. Beyaz umutların habercisi. Sanki '' Bu sene her şey yoluna girecek der '' gibi..

Bazıları özentilik dese de yılbaşı ağacımı bu sene de evimin en güzel köşesine kurdum. Kırmızı, yeşil toplarla süslenmiş. Ve en üstte duran kocaman beyaz bir top. Işıkları bir yanıp bir sönüyorken ben umutla bekliyorum. Neyi mi bekliyorum? Evet, yeni bir sene gelecek ve her şey bambaşka olacak diye şuursuz beklentilerim yok elbette. Yine de sonlara doğru kötüleşen bir yılın ardından temiz bir sayfa açıyormuşum gibi hissediyorum. Yeni kokan 365 tane yeni sayfa. Her birinin üstünde parmak izlerim, bekleyişlerim, hayallerim, gözyaşlarım, sevinçlerim olacak.
Bilmem.. Belki bu seneden daha kötü geçecek.. Belki 2 sene önce olduğu gibi tüm yılımı ağlayarak ve yorganın altında geçireceğim. Yine de belirsizliğin içinde kötüyü düşünmek saçma bence. Ya da kayıtsız kalıp '' ee geliyor da bana mı geliyor? '' diyerek vurdumduymaz takılmak. Ki böyle söyleyen insanlara inanmıyorum. Herkesin içinde kendine bile belli etmekten korktuğu, bazen itiraf edemediği küçük umutları vardır. Gerçekleşmesini istediği ve beklediği..

Gelelim yılbaşında kırmızı iç çamaşırı giyme meselesine. Hatırlıyorum 2 sene önce inatla giymiştim ve berbat bir sene beni kucaklamıştı. Tabi yine de giymemek lazım demiyorum çünkü tutkunun simgesi olan kırmızıyı temiz sayfalarının ilkinde kullanmak belki iyi hissettirir. Şans getirir mi bilmem ama özgüven getireceği kesin. :)

Hepsi bir yana, biraz daha inançlı olmak lazım. Hayallerimize, umutlarımıza ve hayata karşı. '' Amaaannn.. '' diyerek bir pes ediş haykırışı yapmadan önce bir kez daha düşünüp içimizdekilere sarılarak, inanmak ve karşılamak lazım..Kar tanelerinin altında kocaman gülümseyerek.

Mutlu Yıllar ! :)

26 Aralık 2008 Cuma

Varsayım

Zekasını kısa ve öz sözleriyle oldukça şahane bir şekilde zaman zaman dile getiren arkadaşım 11, şöyle demiş nacizane blogunda..

'' Gelecek diye bir şey olmasa çok daha mutlu olurduk.''

Hayalini kurmak bile omzumdaki yükü hafifletti.. Son günlerde uğraştığım yüksek lisans mülakatlarına hazırlık, ingilizcemi geliştirmek, '' büyüyünce ne olsam'' yakarışlarım. Sonra bir ilişkinin heycanını kaybetmemesine çabalamak.. Günü gelince evlenmek zorunda olmak. Bu sırada ailenin gurur duyacağı kariyer basamaklarında seksek oynamak. Ay sonuna para yettirmeye çalışmak..

Şimdi '' keşke olmasaydı.'' demek saçma olacak. Realist olmak lazım. Var işte, var!